ANKARA – MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim 2024’te yaptığı çağrıyla hız kazanan yeni süreç kamuoyunda pek çok boyutuyla tartışılıyor. Sürece dair gelişmeleri belki de en yakından takip eden toplum kesimi Kürtler. Kürt toplumunun sürece bakışına, sürecin Kürt sokağında nasıl yankılandığına dair çalışmalar yapan Rawest Araştırma Direktörü Roj Girasun ile Kürtlerin bakışını konuştuk.
TOPLUMUN KAFA KARIŞIKLIĞI GİDERİLMEDİ
Bahçeli’nin çağrısının üzerinden 4 aya yakın bir zaman geçtiğini söyleyen Girasun, bu kadar zaman geçmiş olmasına rağmen toplumdaki kafa karışıklığının giderilmediğini ifade etti.
Toplumda önceki çözüm sürecinin getirdiği alışkanlıktan kaynaklanan bir kafa karışıklığı olduğuna dikkat çeken Girasun, “Önceki süreçte bir demokratikleşme anlatısı vardı. Süreç bunun üzerinden yürütülüyordu. Dönem dönem bazı kaygılar dile getirilse de yol haritası belliydi. Süreç tanımlandırılabilir, sınıflandırılabilir, tasnif edilebilir bir şeydi. Bugün amorf bir bilgiden bahsediyoruz. Tanımlanması daha zor bir mesele var. Bu yüzden de kafa karışıklığının ortadan kalkması sağlanamıyor” dedi.
KORKU VE KAYGI, UMUT VE HEYECANDAN FAZLA
Sürecin başlangıcında hakim olan ‘Bu süreç Erdoğan’ın yeniden seçilmesi için başlatıldı’ algısının giderek azaldığını kaydeden Girasun, “Bu algı azalmasına rağmen sürece dair korku; heyecandan ve umuttan daha fazla. Bu da süreç biterse Kürt meselesinin daha geriden ele alınacağı kaygısından kaynaklanıyor. Çünkü 2015 yazında çatışmalar başladığı zaman sürecin başladığı 2011’e geri dönmedik. Bazı açılardan 1940’lara gittik. O yüzden ‘Ya olmazsa’ duygusu halen baskın” diye konuştu.
KÜRT TOPLUMU SİLAHLI ŞİDDETİN ORTADAN KALKMASINA KARŞI DEĞİL
Girasun şöyle devam etti: “Bu, silahlı şiddetin ortadan kaldırılması çağrısına karşı oldukları anlamına gelmiyor. Kürt toplumu bu sürecin kendisinin yaratacağı imkanların demokratik siyasete tahvil edilebileceğine dair bir ümit besliyor.”
ÇÖZÜMÜN SURİYE’YE İHALE EDİLMESİ RİSKİ
Kaygıların sebeplerinden birinin Suriye olduğunu ifade eden Girasun, “Türkiye’deki Kürt meselesinin çözümünün Suriye’ye ihale edilmesi riskini görüyorlar. Suriye’de de bir çözümün bulunması doğru olabilir ama Suriye’deki meseleler ne Türk devleti açısından ne Kürtler açısından öngörülebilir, yönetilebilir bir mesele olamayabilir” dedi.
ERDOĞAN’LA BİR SÜRECE KARŞI OLANLAR AZ
Kürt toplumunda ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bir sürece girilmemeli’ düşüncesinde olanların oranının azaldığını kaydeden Girasun, “Bir sürecin Erdoğan’la yapılmasını istemem ama Erdoğan yaparsa da olur’ diyenlerin oranı az değil. Ama kategorik olarak Erdoğan’la bir süreç yürütülmesine karşı çıkanlar Kürt toplumunda azınlıkta. Erdoğan’la yapılmasına kategorik karşı olanların sayısı ise az” ifadelerini kullandı.
SİLAHIN ORTADAN KALKMASI DEMOKRATİK KAZANIM OLARAK GÖRÜLÜYOR
Son dönemde bu sürecin Suriye üzerinden yürütüldüğü ve toplumu ilgilendiren kısmının baskın olmadığına dair bir algı oluştuğunu ama buna rağmen Kürt toplumunda süreci destekleyenlerin sayısının gün geçtikçe arttığını kaydeden Girasun, şöyle konuştu: “Kürtlerin talepleri var ama silahlı şiddetin ortadan kalkmasının koşulu olarak Kürtlerin taleplerinin yerine getirilmesi iki eşteş mesele olarak ele alınmıyor Kürt toplumunda. Evet, ‘Kürt sorunu nedendir, PKK sonuç’ yaklaşımı yerini koruyor ama demokratik siyasetin kendisi de bir kazanım olarak görülebiliyor. Silahın ortadan kalkması Kürtler nezdinde bir demokratik kazanım olarak nitelendirilebiliyor.”
ÖCALAN SOSYOLOJİK OLARAK KARŞILIĞI OLAN BİR ŞEYİN ÇAĞRISINI YAPACAK
Kürt toplumunun silahın ortadan kalkmasını demokratik bir kazanım olarak görmesinin PKK lideri Abdullah Öcalan’ın muhtemel çağrısıyla bağlantısını sorduğumuz Girasun, “Öcalan’ın muhtemel ‘demokratik siyaset ve silahsızlanma’ çağrısı toplum nezdinde zaten uzun zamandır sosyolojik olarak karşılığını üretmiş bir mesele. Öcalan zaten sosyolojik olarak karşılığı olan bir şeyin çağrısını yapacak” dedi
MUHALEFET DE TANIMLAYAMADIĞI BİR ŞEYLE KARŞI KARŞIYA
Süreci demokratik siyasetin, muhalefetin daha fazla sahiplenmesinin önemine dikkat çeken Girasun, “Muhalefetin farklı kanatlarının ‘Böyle bir süreç yok’, ‘Kürtler kandırılıyor’, ‘Kürtler hiçbir şey almayacak’, ‘Örgüte çok büyük tavizler verildi’ gibi cümleler kuruluyor. Ama tabii ki muhalefet açısından da bu durum anlaşılabilir. Çünkü muhalefet de tanımlayamadığı bir şeyle karşı karşıya” dedi.
KÜRTLERİN CHP’DEN FARKLI BEKLENTİLERİ VAR
Kürtlerle CHP arasındaki mesafenin son 7-8 yılda kapandığını belirten Girasun, “Son 7-8 yılda Kürtler CHP’ye ciddi anlamda destek olmaya başladı. Ayrıca CHP’yi izlemeye de başladılar. Siyasal ve duygusal bir yatırım yaptılar. O yüzden CHP’den farklı beklentileri var. Ve CHP’den beklentileri sürecin karşısında bir pozisyonda durmaları değil” diye konuştu.
SÜRECİN TEMEL SIKINTISI BU KARMAŞA
Bu sürece paralel olarak kayyım atama, soruşturmalar, davalar gibi hamlelerin artarak devam etmesine ilişkin de Girasun, “Bunu el yükseltme olarak da okuyabilirsiniz. Bir taraftan da ‘Süreç bozulursa da biz siyasete devam ediyoruz’ diye de okunabilir. Diğer taraftan milliyetçi kaygıları giderme arzusuyla da açıklanabilir. Ama zaten sürecin kendisinin temel sıkıntısı bu karmaşa” ifadelerini kullandı.
BİRİLERİNİN KORKULARI DİĞERLERİNİN KAZANIMLARI OLABİLİYOR
Böylesi süreçlerde kazanımlar konusunda herkesin aklından geçenlerin farklı olduğuna dikkat çeken Girasun, “Birilerinin korkuları diğerlerinin kazanımları olabiliyor. Birinin kazanımları diğerlerinin fırsatlarını ortadan kaldırabiliyor. Bunun için ortaya net bir şey koyulması gerekiyor. Dönemsel bir fırsat yakalama arayışının diğerinin kaygılarının önüne geçmemesi ve bu işi beraber yürütme arzusu bu süreci yürütür” ifadelerini kullandı.
More Stories
İtalya’da helikopter düştü: 3 kişi öldü
Arjantin, DSÖ’den çekilme kararı aldı
Hiç tıklamayın fotoğraf her şeyi anlatıyor